Maryland’de Federal Dava: I-860 Belgeleriyle Kapatılan İltica Dosyaları

İçindekiler

• ABD’de İltica Dosyalarının Kapatılması Krizi
• Federal Dava: 12 Davacıyla Süreç Başladı
• Güncel Gelişmeler: Davayı Etkileyen Faktörler
• Toplumsal ve Hukuki Yankılar

ABD’de İltica Dosyalarının Kapatılması Krizi

Mayıs ve Haziran 2025’te binlerce göçmenin iltica başvurusu, USCIS tarafından eksik veya tebliğ edilmemiş I-860 belgelerine dayanarak kapatıldı. Bu durum, özellikle 2022’de parol statüsüyle ABD’ye giriş yapanları etkiledi.

Dosyaların kapatılmasıyla birlikte, iltica dayanağı ortadan kalktığı için çalışma izinleri teknik olarak geçersiz hale geldi.

Bazı kişilere credible fear interview tarihi verilse de, bu mülakatlara katılanların çoğunun tutuklandığı rapor edildi.

ICE tarafından belirlenen göçmenlik imza günü (check-in görüşmesi) randevularına katılan kişilerde risk durumu değişkenlik gösteriyor. Bazıları serbest bırakılırken, bazıları gözaltına alınıyor. Özellikle ailesiyle birlikte gidenlerde tutuklanma riski daha düşük olduğu gözlemleniyor.

Federal Dava: 12 Davacıyla Süreç Başladı

24 Temmuz 2025’te Maryland Federal Mahkemesi’nde açılan dava, ilk olarak 5 kişiyle açıldı. Kısa süre içinde yedi kişi daha eklendi ve dosya 12 davacılı toplu dava haline geldi.

Davada öne sürülen temel iddia, USCIS’in dayanak gösterdiği I-860 sınır dışı belgelerinin eksik, imzasız ve ilgili kişilere usule uygun şekilde tebliğ edilmemiş olmasıydı. Avukatlar, bu nedenle dosyaların kapatılmasının hukuka aykırı olduğunu savunuyor.

Davanın Maryland’de açılması ise tesadüf değil. USCIS’in merkezi burada bulunduğu için avukatlar, süreci tek bir merkezden yürütmeyi tercih etti. Ancak ilerleyen süreçte hükümetin bu davayı farklı eyaletlere dağıtarak parçalamak için girişimde bulunması bekleniyor.

Dosyaya bakan yargıç Judge Abeson, Biden döneminde atanmış bir hakim. Bu durum, davacıların lehine daha göçmen dostu bir yaklaşım ihtimalini de güçlendiriyor.

Geçici Koruma (TRO) Talebi

14 Ağustos’ta davacılar, mahkemeden geçici koruma (TRO) talebinde bulundu. Bu talep, altı kritik başlıktan oluşuyor:

1. Kapatılan iltica dosyalarının yeniden açılması: Böylece başvurular yasal sürecine kaldığı yerden devam edebilecek.
2. Çalışma izinlerinin geçerliliğini koruması: Mevcut EAD kartlarının geçersiz sayılmaması.
3. “150 gün bekleme kuralı”nın sıfırdan başlamaması: İltica başvurusu yapan kişiler, çalışma iznine başvurabilmek için 150 gün beklemek zorunda. Dosya kapandığı için bu sayaç sıfırlanmıştı; talep, bu bekleme süresinin en baştan başlamaması yönünde.
4. Daha önce reddedilen EAD başvurularının yeniden değerlendirilmesi: Dosyası kapandığı gerekçesiyle reddedilen çalışma izni yenilemelerinin tekrar açılması ve onaylanması.
5. “Bir yıl içinde başvuru kuralı”nın mağdurlar aleyhine kullanılmaması: ABD’ye giriş yaptıktan sonra iltica için normalde 1 yıl içinde başvuru yapılması gerekiyor. Kapatılan dosyaların bu kural yüzünden geçersiz sayılmaması isteniyor.
6. Tutuklama ve sınır dışı yasağı: Dava süresince davacıların gözaltına alınmaması ve sınır dışı edilmemesi.

Güncel Gelişmeler: Davayı Etkileyen Faktörler

Federal Mahkeme Kararı

Washington D.C.’deki bir federal yargıç, “hızlı sınır dışı” olarak bilinen expedited removal uygulamasını kısmen durdurdu. Buna göre, ABD’ye girişinin üzerinden iki yıl geçmiş olan göçmenler artık hızlandırılmış şekilde sınır dışı edilemeyecek. Bu karar, özellikle 2022’de giriş yapan binlerce kişiyi doğrudan ilgilendiriyor ve Maryland’deki davayı da güçlendiren bir gelişme olarak görülüyor.

Tutuklamaların Yarattığı Kaygı Büyüyor

Saha haberleri, belirsizliğin devam ettiğini gösteriyor. Ohio’da uzun süredir iltica süreci devam eden bir imam ICE tarafından tutuklandı. Benzer şekilde, Teksas’ta çocukların da bulunduğu bazı aileler gözaltına alındı. Bu örnekler, davanın sadece hukuki değil aynı zamanda toplumsal bir kriz haline geldiğini ortaya koyuyor.

Afgan Tercüman Vakası

Amerikan ordusuna hizmet etmiş bir Afgan tercüman da tartışmaların merkezine oturdu. Parole statüsüne sahip olmasına rağmen ICE tarafından gözaltına alınması, sürecin ne kadar belirsiz ve riskli ilerlediğinin çarpıcı bir göstergesi oldu.

Toplumsal ve Hukuki Yankılar

FOIA Başvuruları: Avukatlar, kişilerin kendi dosya kayıtlarını görebilmesi için FOIA - Freedom of Information Act (Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası) başvurusu yapılmasını tavsiye ediyor.

Bu başvuru sayesinde kişi, hakkında düzenlenmiş tüm resmi evraklara erişebiliyor. Böylece eksik, imzasız veya hiç tebliğ edilmemiş belgeler ortaya çıkarılarak mahkemede delil olarak kullanılabiliyor.

ASAP ve Diğer Ofisler: Asylum Seeker Advocacy Project (ASAP), 720.000’den fazla iltica başvuru sahibini temsil eden bir sivil toplum örgütü. ABD’deki en büyük insan hakları gruplarından biri olan

ASAP, Maryland’deki davayı yakından takip ediyor. Ayrıca ülkenin önde gelen göçmenlik ofisleri de bu davaya emsal karar çıkabileceği için süreci izliyor. Çünkü mahkemeden çıkacak sonuç, sadece davacılar için değil, aynı durumda olan on binlerce kişi için yol gösterici olacak.

Sonuç ve Beklentiler

Maryland’de açılan toplu dava, binlerce kişinin kaderini etkileyebilecek emsal bir süreç niteliğinde. Eğer mahkeme geçici koruma (TRO) talebini kabul ederse:

• Kapatılan iltica başvuruları yeniden açılacak,

• Çalışma izinleri geçerliliğini koruyacak,

• Davacılar tutuklanma ve sınır dışı edilme riskinden korunacak.

Eylül ayında yapılacak duruşma, yalnızca davacılar için değil, aynı durumda olan tüm göçmenler için kritik bir dönüm noktası olacak.

Gozel Law Firm, bu davaları yakından takip ediyor ve hem müvekkillerini hem de kamuoyunu düzenli olarak bilgilendiriyor.Siz de kendi dosyanız için doğru hukuki yol haritasını öğrenmek ve en güncel gelişmelerden haberdar olmak için ekibimizle iletişime geçebilirsiniz.

Bizimle İletişime Geçin. Sorularınızı doğrudan avukatlarımıza yöneltin ve bir sonraki bilgilendirme webinarında yerinizi alın.

Bu yazı yalnızca bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Buradaki bilgiler hukuki tavsiye niteliği taşımaz. Kendi durumunuza ilişkin hukuki değerlendirme için mutlaka bir avukata danışınız.