Göçmenlik başvuruları bazen yıllarca sonuçlanmaz ve başvuranın tüm hayat planlarını aksatır. Bu noktada, süreci hızlandırmak için federal mahkemede açılan Mandamus davası çözüm olabilir.
Kurumları karar vermeye zorlayan Mandamus davaları hakkında, ofisimize en sık yöneltilen soruları bu yazıda sizin için bir araya getirdik. Böylece yanıt bekleyen başvurularınızda Mandamus’u hangi durumda kullanılabileceğinizi net bir şekilde görebileceksiniz:
Mandamus, USCIS veya Dışişleri Bakanlığı gibi kurumları gecikmiş göçmenlik başvurularında harekete geçmeye zorlamak için ABD federal mahkemesinde açılan bir davadır. Özellikle vize, Green Card, vatandaşlık ve iltica gibi işlemlerde yıllarca sürebilen beklemeleri hızlandırmak için kullanılır. Mahkeme kurumun dosyaya mutlaka karar vermesini emreder; ancak sonucu belirlemez, yani başvurunun onaylanmasını değil, sadece işleme alınmasını sağlar. Genellikle diğer yollar sonuçsuz kaldığında başvurulan Mandamus, hükümetin adım atmasını sağlayarak sürecin zamanında ve adil biçimde ilerlemesine yardımcı olur, haklarınızı korur ve sürecinizi hızlandırır.
Mandamus hemen her göçmenlik başvurusu için kullanılabilir. En sık görülen örnekler:
Adjustment of Status (Statü Değişikliği / Green Card): özellikle evlilik yoluyla yapılan başvurularda.
Naturalization (Vatandaşlık Başvurusu / N-400): mülakat sonrası uzun süre bekleyenlerin başvurularında.
Konsolosluk Vize İşlemleri: mülakat sonrası idari işlemde takılı kalan dosyalarda.
EB-5 Yatırımcı Vizesi: milyonlarca dolar yatırmasına rağmen yıllarca bekleyen yatırımcıların dosyaları için.
Asylum (İltica Başvurusu): mülakat tarihi verilmeyen veya karar çıkmayan başvurularda.
U Vizesi: mağdurlar için özel koruma sağlayan başvurular, özellikle çalışma izni geciktiğinde.
SIJS (Special Immigrant Juvenile Status- Özel Göçmen Çocuk Statüsü) ve SIV (Special Immigrant Visa- Özel Göçmen Vizesi) gibi özel kategorilerde.
Mandamus, göçmenlik başvurunuz olağan işlem sürelerinin çok üzerinde geciktiğinde ve kurumdan anlamlı bir yanıt alamadığınızda açılabilir. Örneğin:
Vatandaşlık mülakatınızın üzerinden 120 gün geçtiyse ve hala karar verilmediyse,
Evliliğe dayalı Green Card başvurunuzda bir yıldan fazla beklediyseniz,
Konsolosluk mülakatından sonra dosyanız aylarca idari işlemde bekliyorsa,
İltica başvurunuzda 4 yıldır mülakat tarihi verilmediyse ya da mülakattan sonra 6 ayı aşkın süredir karar çıkmadıysa,
EB-5 yatırımcı vizesinde yıllardır ilerleme sağlanmadıysa,
U vizesi başvurusundan sonra hala çalışma izni gelmediyse.
Mahkeme, genellikle önce başka çözüm yollarının denendiğini görmek ister. Bu yüzden Mandamus açmadan önce şu adımları denemeniz faydalı olur:
USCIS Case Inquiry (Durum Sorgulama): USCIS’in resmi sitesinden başvuru dosyanızın durumunu sorgulayın.
Ombudsman Başvurusu: USCIS Ombudsman ofisine resmi şikayet veya yardım talebi gönderin.
Kongre Üyesi Aracılığıyla Sorgu: Yaşadığınız bölgede görev yapan Temsilciler Meclisi üyesi veya Senatör’ün ofisi aracılığıyla USCIS’den başvurunuz hakkında bilgi talep edebilirsiniz. Bu yöntem, resmi olarak tanınan bir “seçmen hizmeti”dir ve kurumun dosyanıza yanıt vermesini hızlandırmaya yardımcı olabilir.
Bu adımlar çoğu zaman süreci hızlandırmaz, ancak mahkemeye “önce idari yolları denedim” demeniz Mandamus’un daha güçlü ve ikna edici olmasını sağlar.
Federal mahkeme, bir Mandamus davasını kabul edebilmek için üç temel şart arar:
Clear Right to Relief → Açık Hak Sahipliği
Başvuranın, dosyası hakkında karar verilmesini isteme hakkı açıkça tanımlanmış olmalıdır. (Yani kişinin yasal olarak bu hakkı vardır.)
Clear Duty to Act → Açık ve Kesin Görev Yükümlülüğü
USCIS veya konsolosluk gibi kurumların, başvuruyu sonuçlandırma yükümlülüğü bulunmalıdır. (Bu görev takdir yetkisine bırakılmış bir şey değil, yasal zorunluluktur.)
No Other Adequate Remedy → Başka Etkili Bir Çözüm Yolunun Bulunmaması
Başvuruyu hızlandırmak için kullanılabilecek başka idari veya yasal yol kalmamış olmalıdır. (Örn. USCIS sorgusu, Ombudsman, kongre aracılığı denenmiş ama sonuç alınmamış.)
Burada TRAC faktörleri devreye giriyor. TRAC (Telecommunications Research & Action Center v. FCC davasından gelen test), federal mahkemelerin “gecikme makul mü, değil mi?” sorusunu yanıtlamak için kullandığı 6 kriterden oluşur:
Gecikme için makul bir kural veya gerekçe var mı? (Kanunda belli bir süre öngörülmüş mü?)
Gecikme “kanun gereği öncelikli” konulara aykırı mı? (Yasa bazı başvurulara özel öncelik tanıyorsa buna uyuluyor mu?)
İnsan sağlığı ve refahı zarar görüyor mu? (Aile birleşiminin engellenmesi, iş kaybı, seyahat edememe gibi durumlar)
Kurum kendi öncelikleriyle uyumlu mu hareket ediyor? (Güvenlik taramaları veya acil durumlara öncelik verilmesi makul gerekçe sayılabilir mi?)
Gecikme başvurana ciddi zarar veriyor mu? (Uzun beklemenin kişisel ve ekonomik sonuçları ağır mı?)
Karar alınmazsa hükümetin veya kamu yararının dengesi bozuluyor mu? (Toplumsal yarar açısından da denge gözetiliyor mu?)
Evet. Mandamus, kurumun dosyanızı işleme almasını sağlar. Onay garantisi yoktur ama sürecin beklemekten çok daha hızlı ilerlemesini sağlar.
Normal işlem sürelerinin çok üstünde bir gecikme varsa Mandamus davası açılabilir. Örneğin evlilik temelli Green Card başvurularında 13–14 ayı aşan beklemeler için bu yol etkili bir seçenektir.
Evet. I-130 başvurunuz olağan sürelerin çok üzerinde bekliyorsa Mandamus, USCIS’i dosyanızı işleme almaya zorlayabilir.
Evet. Gozel Law olarak biz de bizzat tecrübe ettik: 5 yıl boyunca iltica başvurusunun sonuçlanmasını bekleyen bir müvekkilimiz için Mandamus davası açtık ve kısa süre içinde kendisine mülakat tarihi verildi. Bu örnek, uzun süredir bekleyen iltica dosyalarında Mandamus’un ne kadar güçlü bir araç olabileceğini gösteriyor.
Mandamus davası, yalnızca başvurunuza karar verilmesini hızlandırır, sonucu değiştirmez. Yani USCIS veya konsolosluk onay vermek zorunda değildir. Bu nedenle en temel risk, dosyanız zayıfsa reddin daha hızlı gelmesidir. Statünüze otomatik olumsuz bir etkisi olmaz.
Bazı özel durumlarda ise ek sınırlamalar bulunur:
Asylum (iltica) başvuruları: Bazı mahkemeler bu tür davaları reddedebilmektedir.
Konsolosluk vize gecikmeleri: “Consular Nonreviewability” (konsolosluk kararlarının mahkeme tarafından incelenememesi) doktrini nedeniyle konsolosluk kararları genellikle mahkemeye taşınamaz.
Genel olarak Mandamus, bekleyen başvurunuz için etkili bir çözüm yoludur. Ancak her dosyanın koşulları farklıdır, riskleri doğru değerlendirmek için deneyimli bir göçmenlik avukatıyla görüşmeniz önemlidir.
Mahkeme, Mandamus davasını şu durumlarda reddedebilir:
Başvurunun karara bağlanma hakkı açık değilse
(Örneğin henüz yasal olarak işlem yapılması gereken bir aşamaya gelmemişseniz.)
“Makul süre” dolmamışsa
(Örneğin dosyanız normal işlem süreleri içindeyse, mahkeme gecikmeyi haklı görebilir.)
İdari yollar tüketilmemişse
(USCIS case inquiry (durum sorgusu), Ombudsman başvurusu veya kongre üyesi aracılığıyla yardım talepleri gibi yolları denemeden doğrudan dava açarsanız.)
Kurum zaten karar verdiyse: dava “moot” olur
(“Moot” demek dava konusuz kalmış demektir. Örneğin dava devam ederken USCIS karar verdiyse, artık mahkemenin zorlayacağı bir şey kalmaz.)
Mandamus açıldıktan sonra kurumlar genellikle 30–90 gün içinde yanıt verir. Çoğu zaman dava mahkemeye kadar gitmeden, USCIS veya konsolosluk dosyayı işleme alarak süreci hızlandırır.
Kesin süre, kurumun iş yüküne, davanın detaylarına ve mahkemenin takvimine bağlı olarak değişebilir.
Gozel Law hukuk ekibinin tecrübelerine göre, birçok başvuru Mandamus sonrası birkaç ay içinde sonuçlanmakta ancak daha karmaşık dosyalarda süreç daha uzun sürebilmektedir.
Hayır. Mandamus davası yalnızca USCIS veya konsolosluğu dosyanıza karar vermeye zorlar, ama başvurunun onaylanmasını garanti etmez. Onay ya da ret, tamamen başvurunuzun uygunluğuna ve sunduğunuz delillerin gücüne bağlıdır.
Gozel Law olarak tecrübemiz, Mandamus’un özellikle haksız gecikmeleri sonlandırmak için çok etkili olduğunu gösteriyor; ancak başvurunun içeriği güçlü değilse ret kararı da hızlanabilir. Bu nedenle her dosyanın stratejik olarak değerlendirilmesi önemlidir.
Evet. Birden fazla Mandamus davası açmak mümkündür. Çünkü her dava, farklı bir gecikmeyi hedef alır. Örneğin:
Mülakat tarihi almak için ilk Mandamus açılabilir.
Green Card basımı veya tesliminde yaşanan uzun gecikmeler için ikinci bir Mandamus açılabilir.
Gozel Law tecrübelerine göre, bu durum sürecin doğal bir parçasıdır. Özellikle farklı aşamalarda tekrar tekrar “makul olmayan gecikme” yaşanıyorsa, yeni bir Mandamus davası dosyanın hızla ilerlemesini sağlayabilir.
Evet. Mandamus, federal mahkemeden kurumları başvurunuza karar vermeye zorlayan bir emir talebidir. APA (Administrative Procedure Act - İdari Usul Yasası) ise kurumların “makul olmayan gecikme” veya “keyfi/rededilemez işlem” yaptığı durumlarda dava açma hakkı tanır.
Göçmenlik davalarında çoğu avukat Mandamus ve APA iddialarını birlikte sunar. Çünkü ikisi de benzer amaç taşır: kurumun gecikmiş veya haksız işlemini mahkeme önünde tartışmaya açmak ve süreci hızlandırmak.
Mandamus davası için iki temel maliyet vardır: federal mahkeme harçları ve avukatlık ücreti. Ücretler dosyanın niteliğine, mahkemenin bulunduğu eyalete ve sürecin karmaşıklığına göre değişebilir.
Ancak çoğu müvekkil için bu dava, yıllarca süren belirsizlik ve bekleme maliyetine kıyasla daha ekonomik ve etkili bir çözüm sunar. Mandamus, sadece zaman kaybını değil: iş, seyahat ve aile planlaması gibi gecikmeden doğan dolaylı maliyetleri de azaltır.
Her Mandamus davası kendine özgüdür. Dosyanızın durumunu değerlendirmek ve Mandamus’un sizin için doğru seçenek olup olmadığını öğrenmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Şimdi Ücretsiz Mandamus Ön Değerlendirme Formumuzu doldurun ve başvurunuzun dava için uygun olup olmadığını hemen öğrenin.
ABD Hukuku'ndaki önemli gelişmelerden haberdar olmak için bültenimize abone olabilirsiniz.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!