Merhaba,
Mayıs ayı, göçmenlik alanında önemli gelişmelerin yaşandığı ve özellikle uluslararası öğrencileri yakından ilgilendiren yeni uygulamaların gündeme geldiği bir ay oldu. SEVIS kayıtlarının iptalleri, birçok F-1 vize sahibi için belirsizlik ve endişe yarattı.
Gozel Law olarak, bu süreçte SEVIS kayıtları ile ilgili yaşanan sorunlara ve statü kaybı risklerine karşı uluslararası öğrencilere yoğun şekilde destek veriyoruz. Başvurularınızın doğru ilerlemesi, statünüzün korunması ve olası risklerin önlenmesi için hukuki danışmanlık sağlıyoruz.
Eğer siz de F-1 vizesiyle ABD’de bulunuyorsanız ve SEVIS sürecinizde sorun yaşıyorsanız bizlere info@gozellaw.com e-posta adresimizden ya da 862-799-2200 numaralı ofis telefonumuzdan ulaşabilirsiniz.
Bu ayki bültenimizde ayrıca, göçmenlik sistemindeki genel gelişmeleri ve başarıyla sonuçlandırdığımız örnekleri de sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz.
ABD İç Güvenlik Bakanlığı (DHS), Göçmenlik Ombudsman Ofisi'nin göçmenlik yaptırımlarını yavaşlattığını savunarak tüm personelini 60 gün süreyle idari izne çıkardı. Bu karar, ofisin fiilen kapatılması ve işlem yapamaması anlamına geliyor.
Ombudsman Ofisi Ne İşe Yarıyordu?
Ombudsman, USCIS’te takılan, hatalı reddedilen veya aylarca bekleyen dosyalar için başvurulan önemli bir destek mekanizmasıydı. Özellikle H-1B çalışanları, OPT uzatması alamayan F-1 öğrencileri ve Green Card bekleyen göçmenler için etkili çözümler sunuyordu. 2024 yılı boyunca 30 binden fazla başvuru, bu ofisin müdahalesiyle olumlu sonuçlanmıştı.
Artık Tek Etkili Çözüm Mandamus Davaları
Daha önce USCIS gecikmelerine karşı Kongre üyelerinden ya da Ombudsman'dan destek istenebiliyordu. Ancak bu yollar şu anda ya etkisiz ya da artık tamamen kapanmış durumda. Bu da mahkemeye başvurarak süreci hızlandıran Mandamus davalarını tek somut çözüm yolu haline getiriyor.
Sizin Dosyanız da Beklemede mi?
Eğer göçmenlik başvurunuz makul olmayan uzun bir süredir bekliyor ve ilerleme sağlanamıyorsa, süreci hızlandırmak için Mandamus davası güçlü bir seçenektir.
Mandamus uygunluk formumuzu doldurun.
Uygunsanız ekibimiz en kısa sürede sizinle iletişime geçsin.
Mandamus Davası ve süreci hakkında daha fazla bilgi almak için blog yazımıza göz atabilirsiniz:
Amerika Göçmenlik Başvurularınızı Hızlandırmak: Mandamus Davası Nedir
Trump yönetimi, sınır dışı kararı kesinleşmiş ancak ABD’yi terk etmeyen göçmenlere günde 998 dolara kadar para cezası uygulamayı ve bu cezaları ödemeyenlerin malvarlıklarına el koymayı planlıyor. Bu cezalar, ilk kez 2018'de uygulanan 1996 tarihli bir yasaya dayanıyor ve beş yıla kadar geriye dönük şekilde uygulanabilecek. Bu uygulama, bazı göçmenlerin 1 milyon doları aşkın cezalarla karşı karşıya kalmasına yol açabilir.
Cezalar, sadece belgelenmemiş göçmenleri değil, bu kişilerle aynı evi paylaşan ABD vatandaşı ya da Green Card sahibi aile bireylerini de etkileyebilir. FWD.us’un tahminine göre, yaklaşık 10 milyon göçmen, bu tür karma hanelerde yaşıyor.
Uzmanlar Ne Diyor?
Göçmenlik savunucuları bu uygulamanın hukuki değil, korku yaratmaya yönelik bir araç olduğunu değerlendiriyor. Biden yönetimi sırasında ICE'da politika sorumlusu olan Scott Shuchart, bu cezalara hukuki olarak itiraz edilebileceğini, ancak tehdidin caydırıcı etkisi olabileceğini belirtti.
Uygulamanın ne zaman başlayacağına dair resmi bir tarih ise henüz açıklanmadı.
DHS, Biden döneminde kullanılan CBP One uygulaması aracılığıyla ABD’ye giriş yapan göçmenlerin “parole” korumasını iptal ederek yasal statülerinin sonlandırıldığını açıkladı. Göçmenlere ABD’yi derhal terk etme çağrısında bulunuldu. Uygulama üzerinden gelenlerin artık CBP Home adlı yeni sistem üzerinden gönüllü sınır dışı edilme başvurusu yapmaları isteniyor.
CBP One Uygulaması, 2023’ten itibaren sınır geçişlerini kontrol altına almak ve düzenli girişleri teşvik etmek amacıyla getirilmişti. Ancak Trump yönetimi, göreve geldikten sonra bu programı durdurdu, yeni girişleri askıya aldı ve binlerce kişiyi Meksika sınırında beklemeye mecbur bıraktı.
DHS açıklamasında, Biden’ın “parole” (şartlı kabul) yetkisini en fazla kullanan başkan olduğu ve bu politikaların “ABD tarihindeki en büyük sınır krizine neden olduğunu” savundu. Trump yönetimi, bu yetkinin ulusal güvenliği zayıflattığını ve sınırların kontrolünü zorlaştırdığını belirtti.
Etkilenen Gruplar:
Honduras, El Salvador ve Meksika’dan gelen aileler
Daha önce uçakla gelen ve mali sponsor aracılığıyla kabul edilen 532.000 kişi (Küba, Haiti, Nikaragua ve Venezuela)
Geçici Koruma Statüsü (TPS) iptalleriyle tehdit altında olan 600.000 Venezuelalı ve 500.000 Haitili göçmen (mahkeme kararıyla şimdilik durduruldu)
Statüleri bu şekilde iptal edilen göçmenler 998 Dolarlık para cezasına da katlanmak durumunda kalacak.
USCIS, göçmenlik başvurularında antisemitik sosyal medya faaliyetlerini ve Yahudi bireylere yönelik fiziksel tacizi başvurunun reddi için geçerli bir neden olarak değerlendirmeye başladığını duyurdu. Yeni uygulama, Green Card’a başvuranları, uluslararası öğrencileri ve antisemitik faaliyetlerle bağlantılı olduğu ifade edilen eğitim kurumlarına bağlı yabancıları etkileyecek.
Bu karar, Trump’ın antisemitizmle mücadeleye yönelik yayımladığı bir dizi başkanlık kararnamesiyle uyumlu olarak alındı. DHS, antisemitik terörü destekleyen Hamas, Hizbullah, Filistin İslami Cihad veya Ensarullah (Husiler) gibi örgütlerle bağlantılı olan yabancıların ABD’de kalmalarına izin verilmeyeceğini açıkladı.
Yeni yönergeye göre, bir kişinin sosyal medyada antisemitik faaliyetleri onayladığını, desteklediğini ya da teşvik ettiğini gösteren içerikler paylaşması USCIS’in takdir yetkisi kullanarak yaptığı analizde başvurunun reddi için bir etken olarak değerlendirilecek. Uygulama derhal yürürlüğe girdi.
Detaylı bilgi için tıklayın.
11 Nisan 2025 itibarıyla yürürlüğe giren yeni Adalet Bakanlığı politikası, göçmenlik yargıçlarına "hukuken yetersiz" görülen iltica başvurularını duruşma yapılmadan reddetme yetkisi verdi. Bu uygulama, sığınmacıların mahkeme önünde kendilerini ifade etme hakkını ciddi ölçüde kısıtlayabilir.
Göçmenlik hukuku uzmanları ve insan hakları savunucuları bu politikanın, usuli güvenceleri zayıflattığını ve adil yargılama hakkını ihlal ettiğini belirtiyor.
Ne Anlama Geliyor?
Yaklaşık 4 milyon dosyanın beklediği göçmenlik mahkemelerinde iş yükünü hafifletmek amaçlanıyor.
Ancak, avukatsız başvuru yapan binlerce kişi, başvurularını eksik veya yetersiz sunabiliyor.
Bu da gerçek bir zulümden kaçan kişilerin bile değerlendirme şansı bulamadan sınır dışı edilmesine yol açabilir.
Özellikle başvurusunda yasal dayanağı açıkça ortaya koyamayanlar, zamanaşımı nedeniyle geciken başvurular ya da ilk bakışta güçlü görünmeyen dosyalar yargıçların inisiyatifiyle reddedilebilecek.
Eğer iltica başvurusu yapmayı düşünüyorsanız ya da başvuru sürecindeyseniz, başvurunuzun başından itibaren eksiksiz hazırlanması ve güçlü hukuki temellere oturtulmuş olması büyük önem taşıyor. Bu nedenle bir göçmenlik avukatından hukuki destek almak her zamankinden daha kritik hale geldi.
4 Nisan 2025 itibarıyla, yüzlerce uluslararası öğrencinin SEVIS kayıtları gerekçe gösterilmeden ve önceden haber verilmeden iptal edildi. Bu ani iptallerin, 50’den fazla üniversiteye yayılmış durumda olduğu bildiriliyor.
Öğrenciler, statülerinin sona erdiğini çoğu zaman ilk kez üniversitelerinden gelen otomatik bir e-postayla öğrendi. Birçok öğrenci hakkında herhangi bir mahkeme kararı veya hüküm bulunmazken, sistem tarafından “suç kaydı var” şeklinde işaretlendi.
Bu gelişme, mezuniyete haftalar kala statüsünü kaybeden öğrenciler için iş teklifleri, staj hakları ve yüksek lisans planlarının tehlikeye girmesi anlamına geliyor.
SEVIS Kaydı Silinen Öğrenciler Ne Yapmalı?
Bu durumda uygulanması gereken en uygun çözüm, SEVIS iptalinin Anayasa tarafından korunan adil yargılanma hakkını, idari yargılama usulünü ihlal ettiği ve hukuki geçerliliğinin bulunmadığı gerekçesiyle Federal Mahkeme’de dava açarak kararın iptalini talep etmektir.
SEVIS kaydı silinen öğrencilerin statüsünü geri alması “reinstatement” adı verilen bir süreçle mümkün olabilir ancak bu oldukça sınırlı sonuç getiren riskli bir süreçtir. Bu başvuru yalnızca belirli koşullar altında mümkün olur ve başvuru süresince öğrencinin çalışma veya OPT hakkı bulunmaz. Üstelik, bu başvurular iptalleri yapan DHS’e bağlı USCIS tarafından değerlendirilir ve genellikle sınırlı sonuç verir. Daha etkili bir çözüm ise, SEVIS iptalinin hukuki dayanağının olmadığını belirterek federal mahkemede iptal davası açmaktır.
Öğrenciler Ne Yapmalı?
E-posta hesaplarınızı ve okul duyurularınızı düzenli kontrol edin.
Yetkili okul görevlisi (DSO) ile iletişime geçerek SEVIS kaydınızın aktif olup olmadığını öğrenin.
Reinstatement başvurusu mümkünse sistemde görünmelidir—görünmüyorsa ekran görüntüsü alın.
Tüm belgelerinizi dijital olarak saklayın: I-20 formları, pasaport, vize, varsa EAD kartı, I-94 kayıtları, SEVIS ekran görüntüleri.
Yaşanan gelişmelerden bu yana SEVIS iptalleriyle ilgili birçok dava hazırlığı yürütüyoruz. Bu kapsamda, bir Türk öğrenci müvekkilimiz adına Washington D.C.’de açtığımız davada, federal hakim SEVIS iptalinin geçici olarak durdurulmasına karar verdi. Kararda, DHS’nin öğrencilere ve okullara bu iptallerle ilgili resmi bir bildirim yapmamış olması önemli bir gerekçe olarak yer aldı.
Eğer siz de SEVIS kaydınızın silindiğini fark ettiyseniz yada vize iptali gibi durumlarla karşı karşıyaysanız, zaman kaybetmeden bizimle iletişime geçin. Statünüzü korumak ve hukuki süreci başlatmak için info@gozellaw.com e-posta adresimizde mail atabilir ya da bizimle 862-799-2200 numaralı ofis telefonumuzdan iletişime geçebilirsiniz.
Detaylar için konuya ilişkin blog yazımıza göz atabilirsiniz:
SEVIS Kayıtları Siliniyor: Öğrencilerin Yasal Statüleri Tehlikede
ABD Hukuku'ndaki önemli gelişmelerden haberdar olmak için bültenimize abone olabilirsiniz.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!